Koç Üniversitesi IES LEAP Açılış Konuşması
Hoşgeldiniz,
Konuşmama öncelikle kendimi tanıtarak başlamak istiyorum,
Ben Rana Babaç Çelebi.
Robert Kolej
Sabancı Üniversitesi (BA)
Vrije Universiteit Amsterdam (BA)
Instituto Michelangelo Florence
Halmstad University Sweden (MSc.)
Anadolu Üniversitesi (AD)
New York Institute of Aromatic Studies’i bitirdim.
Alcatel Lucent
Land Mark China
Digiturk
RedBull
Pfizer
JustLuxe
Grayling Communications
SAMPAŞ
Discovery Channel
WWF
gibi markalarda, farklı seviyelerde...
Endüstri Mühendisliği
Satış Mümessilliği
Gazetecilik
Televizyonculuk
Halkla İlişkiler
Kurumsal İlişkiler
Kamu iliskileri
Pazarlama
görevleri üstlendim...
Bugün;
kendi danışmalık şirketim
WSJ’a kapak olmuş bir sosyal girişimim
haftada bir gün çeşitli hayvanlara tedavi uygulamama müsade eden bir mesleğim var...
Ayrıca aromaterapist olarak bitki özleri ile ilgili sunumlar gerçekleştiriyor
Eşimle birlikte Kaz Dağları'nda bulunan tıbbi ve aromatik bitkiler bahçemizi - ve çiftliğimizi- geliştirirken,
bir yandan da eşimden çiftçilik öğreniyorum.
Kafanız karışmış olabilir..
Siz iş hayatına yeni atılmak üzere olan genç insanlar,
bugün, yolun iniş çıkışlarını fark etmekle beraber,
muhtemelen virajlar ve yol ayrımlarını henüz kestiremiyorsunuz.
Ama yakında hepsinin görüş alanınıza gireceğinden emin olun.
Bu sene veya önümüzdeki senelerde gerçek hayata büyük bir adım atacak;
Bugüne kadar, önceden belirlenmiş basamakları birer birer tırmanarak geldikten sonra
üniversite sonrasındaki hayatın belirsizliklerini yeni yeni fark etmeye başlamış, sizlere;
35 yaşında,
bugüne kadar severek yaptığı ve istemediği halde yapmak zorunda kaldığı her şeye şükreden;
saygı duymadığı halde hizmet ettiği, sevmediği halde iyi davrandığı insanların,
saygı duyarak beraber çalıştığı, kendine ilham veren ve destek olan insanlar kadar önemli olduğunu bilen;
Genel olarak yaşadığı hayattan tatmin duyan ve oldukça huzurlu bir insan olarak demek isterim ki..
Hayatım boyunca sistemleri kullandım ama mutlakiyetlerine inanmadım...
Çevrenin herkese dayattığı kalıplara girmedim, beni kalıplara sokmaya çalışanları da pek sevmedim...
Sevmediğim hiç bir şeyin üzerinde mecbur kaldığımdan fazla zaman harcamadım
Ama sevmediğim şeyleri yaptığım/yapmak zorunda kaldığım için de kendime (halime) üzülmedim...
Sevdiğiniz şeylerin keşfi, sevmediğiniz şeyleri bulmakla başlıyor...
Ve sevdiği şeyleri elde edebilmek için, sevmediği veya bayılmadığı işleri senelerce yapmak zorunda olabiliyor insan…
İstisnasız her insan.
Dedikoducu, egoist ve niyetinden emin olmadığım,
birlikte olduğumuzda zamanımı ve dolayısıyla hayatımı boşa harcadığımı hissettiren bütün insanlara
mesafeli durdum...
Ve her zaman merak ettim...
Merak ettiğim şeylerin peşinden gittim..
Merakım ilham, ilhamının heyecan,
Heyecanım enerjimin kaynağı oldu.
Dolayısıyla bugün burada sizlere de şunları söylemek istiyorum…
Herkesi dinleyin ama kimsenin sizinle ilgili öngörü ve yorumlarına inanmayın.
Peşinen kabul etmeyin…
Herkesin tecrübelerinden öğrenin.
Fakat insanların her gün değiştiğini,
durumların zamana endeksli olduğunu,
hayatın herkese aynı davranmadığını
genel geçerli doğruların pek olmadığını aklınızdan çıkartmayın.
Herkesi tanıyın ama herkesin arkadaşınız olduğunu sanmayın.
Zamanınızı insanları değil hayatı konuşan,
olaylara değil oldurtmak istediklerine kafa yoran insanlarla harcayın
Kendinizi hiç bir koşulda madur görmeyin,
“Bu insanlar hep benim karşıma çıkıyor”, “bu işler hep benim başıma geliyor” demeyin.
"Madur" olmak zayıflıktır, yobazlıktır, olduğun yerde durmak, gelişememektir.
Eğer olumsuz olaylar hayatınızda tekrar ediyorsa,
dönün kendinizi açık yüreklilikle, dürüstçe ve cesaretle değerlendirin.
Siz değişmeden başınıza gelenler değişmeyeceğini,
siz değişmeden insanlarla olan ilişkilerinizin değişmeyeceğini unutmayın.
Ve en önemlisi; hayatın adil olmasını,
herkese eşit davranmasını beklemeyin…
Çünkü hayat adil değil ve herkese eşit davranmıyor.
Böyle bir sözü ve iddiası da yok.
Bir gün kendinizi ideal olmayan bir pozisyonda bulursanız,
O gün - ve özellikle o gün - ideallerinizden, heveslerinizden ve yapmak istediklerinizden vazgeçmeyin.
Her zorlukta bir öğrenim vardır.
Her öğrenimde karakterli bir duruş.
Her karakterli duruştan, güç, gelişim ve kendinizin yeni bir versiyonu doğar.
Önce kendinizi tanıyın, her gün kendinizi geliştirmek için çalışın.
Hayatınızı boşa harcamayın.
Hayatınızı boşa harcayan insanlarla zamanınızı israf etmeyin.
Kendinize acımayın.
Kimseye kendinizi acındırmayın.
Gerçekçi olun.
Güçlü olun.
Belirsizlikle yaşamayı öğrenin.
Kendi ayaklarınızın üzerinde durun.
Ne yaparsanız yapın, pusulanız kalbiniz olsun.
Ne yaparsanız yapın, en önemli öğretmenin yürüdüğünüz ve sadece sizin yürüyebileceğiniz yol olduğunu unutmayın.
Diyor ve konuşmama Cenap Şahabbetin’in bir sözüyle son vermek istiyorum
"Her zaman ara. Bazen altın ararken bakır, bazen de bakır ararken altın bulursun."