Darüşşifalarda Hasta Kabulu, Günlük Hayat & İlaç Hazırlama
4 senedir Osmanlı tıbbı ve Osmanlı hekimlerinin sağlık anlayışı üzerine eğitimler veriyorum ve gördüm ki bu konuya gerçekten artan bir ilgi var…
Bu beni çok memnun ediyor çünkü bir kısım insanın tamamen red ettiği, bir kısım insanın çoğunlukla yanlışları ile hatırladığı ve andığı bu büyük dünya devleti, uzun bir süre bir çok alanda çok başarılı olmuş - ki ben de doktora araştırmalarımla beraber bu alanlardan birinin tıp olduğuna yakınen şahitlik ediyorum.
Bugün sizlerle bu websitesi için değil ama doktora dönem ödevimin bir parçası olarak hazırladığım "darüşşifalarda tedavi ve ilaç hazırlama" konulu bir metni paylaşmak istiyorum.
Bu yazının Osmanlı tıbbına ilgi duyan herkese yeni bir pencere açmasını dilerim.
Darüşşifalara hasta kabulü & tedavi
İlk kez Selçuklular tarafından kurulan ve Osmanlı devleti tarafından geliştirilen darüşşifalar, kervan yolları ve yerleşim yerleri yakınında inşa edilirlerdi. Kendilerine hanedan veya hayırsever varlıklı kimseler tarafından vakfedilen dükkan, arsa ve arazilerden gelen paralarla varlıklarını sürdürür ve ihtiyacı olanlara tamamen ücretsiz bakım sağlarlardı.
Hasta bakımının evde yapıldığı ve hekimlerin evleri ziyaret ettikleri dönemde, evde bakım göreme imkanı olmayanlar, yoğun bakım ihtiyacı olanlar ve seyahat halinde olan kimselere darüşşifalarda bakılırdı.
Darüşşifaya gelen bir hasta, kapıcı tarafından içeri kabul edilir, yıkanabilecek durumda ise hamamda yıkanır ve sonra kendisine verilen hastane kıyafetlerini giyerdi. Hastanın eşyaları yakını varsa ona teslim edilir, yoksa emanete alınırdı. Tüm bu işlemler katip tarafından kaydedilirdi.
Her gün sabahın erken saatlerinde mesaiye başlayan hekimler;
● Hastaneye gelen hastaları muayene eder
● Teşhis koyduğu hastaların nerede yatırılacağına karar verir
● Hastanın kullanacağı ilaçlara ve tüketeceği gıdalara karar verir
● Mevcut hastaları günde iki defa ziyaret eder
● Nabızlarını kontrol eder
● İdrar kaplarını denetler
● Kontrollerin ardından gerekli hususlarla ilgilenir
● Hastaların durumuna göre yemek ve ilaç düzenlemelerini organize ederlerdi.
Düzenli olarak hastalıkların gidişatını gözlemleyen hekimler, tüm görevlerini yerine getirirlerken
güler yüzle onların hal ve hatırlarını da mutlaka sorarlardı.
Bu görevleri yerine getirmeyen veya ihlal eden kimseler derhal görevlerinden azledilirler, inanç
ve vicdanları ile başbaşa bırakılırlardı.
“Bu şartlara uymayan hekimin bu hizmet karşılığında almış olduğu ücret, dünyada kursağında kalsın ve ona haram olsun, Ahirette de en şiddetli azaba düçar olsun”
Darüşşifalarda kullanılan ilaçlar tamamen ücretsizdi
Darüşşifada yatan hastaların tedavisinde hem hekimler, hem kehhaller (göz doktorları), hem de cerrahlar muhtelif ilaçlar kullanıyorlardı. İlaçların tümü darüşşifada hazırlanıyor, yatan hastalara ihtiyaçları olan tüm ilaçlar onlar iyileşene kadar ve ücretsiz olarak veriliyordu.
Darüşşifalar ayrıca haftada iki gün poliklinik hizmeti görüyordu. Pazartesi ve Perşembe günleri hekimler, ilaç ve muayene için verecek parası olmayanları ücretsiz kabul ederek, ihtiyaçları olan ilaçları veriyorlardı.
Darüşşifalarda ilaçlar nasıl hazırlanıyordu?
Darüşşifalarda ilaç yapımından öncelikli olarak hekimler sorumluydu. Hastaları muayene eden ve hastalıklarına teşhis koyan hekim, kullanılacak ilaçlara karar verir, deva formülünü hazırlar ve içerikleri için tedarik talebinde bulunurdu.
Ardından öncelikli olarak formülüde kullanılacak droglar “Aşşâb”lar tarafından satın alınırdı.
“Alınan devalar ve ilaçlar tıp kitaplarında tarif edildiği gibi taze saf kaliteli olmalı, bayat
bozulmuş ve kötülerini almamalı"
Aşşâb; ilaç (drog) olarak kullanılan ot, kök, çiçek vb. materyali tanıyan ve niteliklerini bilen kimselerdi.
Daha sonra “edviye-kûb” denilen kimseler - genelde iki kişi olurlardı - darüşşifalara alınan ot ve
kökleri dövüp ilaç olarak hazırlarlardı.
Oldukça bilgili ve kuvvetli bu kimseler, kökleri tabibin tarifi üzere kullanıma uygun ecza ve macun haline getirmeyi bildikleri gibi, aynı zamanda belli hastalıklarda kullanılan, denenmiş ilaç formüllerinin de ıslahı ve imalini iyi bilirlerdi.
Darüşşifalarda “edviye-kûb”den ayrı olarak bir de otları kaynatarak, tabibin tarifine uygun sıvı ilaçlar (şuruplar, şerbetler, sular) hazırlayan “tabbâh-ı eşribe”ler vardı.
İlaç hazırlama sürecinde, önemli bir görev de “Kilerci” ye düşüyordu. Görevleri ilaç malzemelerin uygun ortamda korunması, gerektiğinde kullanıma sunulması ve bozulan ilaçların raporlanması olan bu kimselere ambarcı, mahzen emini de deniliyordu.
Referanslar
Altıntaş, A. (2020) Darüşşifalar 1 (Ders Notları) Medipol Üniversitesi. Tıp Fakültesi. İstanbul
Altıntaş, A. (2020) Darüşşifalar 2 (Ders Notları) Medipol Üniversitesi. Tıp Fakültesi. İstanbul
Altıntaş, A. (2020) Darüşşifalar 3 (Ders Notları) Medipol Üniversitesi. Tıp Fakültesi. İstanbul
Altıntaş, A. (2020) Darüşşifalar 4 (Ders Notları) Medipol Üniversitesi. Tıp Fakültesi. İstanbul
Bayat, A.H. (2017) Osmanlı Devleti’nde Hekimbaşılık Kurumu ve Hekimbaşılar. Atatürk Kültür
Merkezi Başkanlığı, Ankara
Tez, Z. (2017) Tıbbın Gizemli Tarihi. Hayykitap, İstanbul
Comments