top of page

Hayatımın ikinci anneler günü...


Dr.Rana Babaç Çelebi & Pars

Bu “anne” sıfatı ile geçirdiğim ikinci anneler günü. Sabah uyanıp telefonuma göz gezdirirken, ilk kez kafamda sadece şöyle bir düşünce vardı:


“Bu çok saçma bir gün, kim icad etti acaba böyle bir günü…”


Çünkü “anne” olarak şöyle hissediyorum (ve seneler önce kendi annem de bana - sanırım ona hediye olarak aldığım 10. tuzluk setinden sonra - aynen böyle söylemişti); Pars bana her “Ninni” dediğinde, bu, ruhumu ışık, enerji ve mutlulukla dolduran, dünyadaki en güzel duygu ve içinde böyle anlar olan her gün, kutlamadan yaşamamın mümkün olmadığı bir anneler günü…


Dolayısıyla aslında anneler günü bence bir anne için çocuğunun veya bakım verdiği bir canlının; sağlıklı olduğu, fiziksel olarak olmasa bile “yanında olduğunu”, acısıyla/tatlısıyla hayatını keyifle yaşamayı becerdiğini bildiği her gün.

Sonra dayanamadım hızlı bir araştırma yaptım. Anneler günü için Britannica’da ve farklı kaynak sitelerde şöyle bir hikaye buldum:


12 Mayıs 1907’de Philadelphialı Anna Jarvis, kaybettiği annesi için bir anma töreni düzenliyor - sanıyorum oldukça nüfuslu olan bu hanımın ardından - takibindeki bir kaç sene benzer törenler farklı eyaletlerde de aynı günde gerçekleştirilmeye başlanıyor. Yıl 1914 olduğunda ABD başkanı konuyu sahipleniyor, her sene Mayıs ayının ikinci Pazar gününü “Anneler Günü” ilan ediyor. 


Yani aslında bir kadının kaybettiği annesini anma ve bu şekilde hatırasını yaşatma, onurlandırma eylemiyle başlayıp, yaygınlaşıyor - ve sanırım sonradan da “biz annelerimize, onlar ölmeden, her gün söyleme fırsatı bulamadığımız şeyleri söyleyelim, hayatımızdaki değerlerini anlatalım” gününe dönüşüyor.


Karmaşık duygular içerisinde olduğum bugünle ilgili daha da karmaşık duygulara sürükledi beni bu hikaye…


Konunun diğer tarafında “evlat” sıfatımla tabi ki önce sabahtan en büyük kahramanım, bence dünyanın en güçlü, en anlayışlı, en cömert insanı ve o her zaman “çocukların anne/babalarına borcu olmaz” dese de hakkını asla ödeyemeyeceğimi bildiğim annemi sonra da hayatın bir armağanı olarak bana öz kızlarından farklı davranmayarak, ışık olan insanları aramaya başladım.


Bir canın birincil bakım vereni olan, ona kalbini ve ruhunu tamamen açan tüm “annelerin” ne dediğimi anladığını biliyorum, bir diğer taraftan “evlat” konumunda olan herkesin de biyolojik veya değil, annesini ölmeden önce onurlandırmak için sadece ilan edilmiş bir güne ihtiyacı olmadığını düşünüyorum.


Bu duygu ve düşüncelerle keşke seneler içerisinde anneme daha az eziyet etmiş olsaydım da diyorum tabi… Fakat görüyorum ki bir insan büyürken bu ilişki ister istemek çok fırtınalaradan geçiyor - ve biz de bu fırtınalarda olduğumuz insanlara dönüşüyoruz…


Kısacası diyeceğim o ki benim için anne olarak da evlat olarak da her gün anneler günü ve dolayısı ile tüm annelerin her gününü kutluyorum 🤍


Anneler Günü

Comments


bottom of page