Ortaçağ'da Salgın Hastalıklar & Tütsü
Bir yanda Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'nın Corona virüsü ile ilgili yaptığı açıklamalar (“Tüm önlemler alındı, herseye kontrol altında”) bir diğer yanda uluslararası basında yansıma bulan teknolojik kabus görüntüleri... Hastaneleri dezenfekte eden ışıklı robotlar, kapatılan fabrikalar, maskesiz sokağa çıkmayan insanlar.
Kısacası hala salgın hastalıklar gündemimizde. Bende hem gündemle, hem de kendi arıştırmalarıma paralel olarak hazırladığım bu mini-yazıyla sizleri Orta Çağ yıllarında güzel kokularla bezeli karanlık bir yolculuğa çıkarayım istedim...
Salgın Hastalıklarla Mücadelede Orta Çağ'a Ait 6 Güzel Kokulu Yöntem
Orta Çağ’da salgın hastalıklardan korunmanın üç temel yöntemi vardı;
karantina
kamusal alanların temizliği
tütsüleme (fumigation)
1. TÜTSÜ & BUHUR
Dönemin varlıklı evlerinde büyük kazanlarda koku bitkiler kaynatılarak buhur yapılır; evler, odalar ve kullanımdaki eşyalar tütsülenirdi.
2. ODUN ATEŞLERİ
Sokaklarda ise büyük ateşler yakılır, bu ateşlerin üzerine lavanta, biberiye ve limon gibi kokulu bitkiler kadar sülfür ve civa gibi zehirli bileşenlerde tütsü olarak atılırdı.
3. SALGIN KERELERİ
Salgınlarda tıbbi ve aromatik bitkiler güç kalkanları oluşturmak için kullanılır; pire otu, karanfil, kasımpatı, lavanta, biberiye gibi güçlü kokuya sahip bitkilerden yapılan buketçikler hem kumaş keseler içerisinde (“salgın keseleri” ki 18. yy’da bu keselere “koku şaseleri” sachet de senteurs denilmeye başlanıyor) ceplerde taşınır hem de giysilere iliştirilirdi.
4. POTPOURRI
Potpourri adı verilen kapaklı seramik kaselerde tuz ve aromatik bitkiler birlikte “çürümeye” bırakılır, kokusunun ölümcül *miyazma*yı evden uzak tutacağına inanılan bu lüks objelere, sadece varlıklı kimselerin evlerinde rastlanırdı.
5. AMBER ELMASI
Orta Çağ’ın kraliyet aileleri ve aristokrasisi ise misk, egzotik balsamlar (amber, benzoin vb.) ve aromatik özlerle üretilen Pomme d’Ambre (Amber Elması) ile hastalıklardan kendileri korurlardı.
6. AROMATİK BANYOLAR
Özellikle Akdeniz ülkeleri sakız ve günlük reçineleri çiğner, maddi imkana sahip olanlar ise gül suyu, lavanta suyu, melisa suyu ve neroli suyu gibi aromatik özlerle yıkanarak kendilerini hastalıklardan korumaya ve tedavi etmeye çalışırlardı.
“Segreti Contro la Peste” | Salgına Karşı Sırlar
Son olarak sizinle bir fotoğraf paylaşmak istiyorum... Aşağıda gördüğünüz bir ilaç hammaddeleri kataloğu, yani bir farmakope...
Açık olan sayfanın başlığında ise “Segreti Contro la Peste” yani "Salgına Karşı Sırlar" yazıyor.
Dönemin rahipleri salgına karşı hem pratik önlemler sunarlarmış - yani yaşanılan yerlerin terk edilip, imkanı olanların yaylalara çekilmesi gibi - hem de o dönem ilaç olarak kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerden, maden ve minerallerden hazırlanan formüller. Bu sayfada da bugün hala Floransa Santa Maria Novella'dan satın alabileceğiniz (hem de o dönem tasarlanmış klasik etiketi ile!) bir gül toniği tarifi bulunuyor!
Kitabın etrafındaki şişeler ise hazırlanan eczaları saklama ve uygulamada yine rahipler tarafından kullanılırmış.
Bu kitabın bir dijital kopyasına ulaştım. Bu sayfalarda yazan ilgi çekici başka bilgiler olursa yine paylaşırım.
Comments